Thales, bilim tarihinin en ilginç kişiliklerinden birisidir. Aslına bakarsanız yazdığı hiçbir şey günümüze ulaşmamıştır. Hakkında bildiğimiz her şey, hatta ünlü teoremi bile, hep başkalarının anlattıklarına dayanır. Bu kadarla kalsa iyi ama bu öyküleri aktaranları da doğrudan kendi yazdıklarından değil, onları da başkalarının aktardıklarından öğreniyoruz. Yani, suyunun suyu örneği.
Tabii bunun hiçbir önemi yok, önemli olan anlatılanların yaşanmış olması, kimin yaşadığı değil. Thales ile ilgili bir öykünün serüveni de böyle. Aristoteles’in anlattığı söylenir:
“İnsanlar Thales’e felsefenin (bilimin) kendisini yoksul bir adam olarak bıraktığı için faydasız olduğunu söylüyorlarmış. Fakat o, yıldızlar hakkındaki bilgisine dayanarak o yıl iyi bir zeytin ürünü alınacağını kestirmiş ve daha kıştan küçük bir sermaye toplayıp onunla Milet ve Sakız’daki tüm yağ preslerine kaparo vererek hepsini kiralamak için öncelik hakkı sağlamış. Başka rakibi olmadığı için de bu ona pek ucuza gelmiş. Sonra, zeytin toplama zamanında yağ preslerine büyük bir talep olunca, Thales bunları canının istediği fiyata kiralamış. Böylece bir sürü para kazanmış ve filozofların (bilimcilerin) isterlerse kolay zengin olacaklarını, fakat yaşamdaki amaçlarının bu olmadığını göstermiş”
O dönem İyonya’daki bütün bilim insanlarının ya tüccarlarla çok yakın ilişkisi vardı ya da kendileri doğrudan ticaret yapıyorlardı. Sadece Thales değil, Anaksimandor, Anaksimenes, Heraklit hep böyleydi. Hiç birisi toplumdan izole dehalar değil bizzat yaşamın içinde, üreten ve politika yapan insanlardı.
hales astronomi hakkındaki bu bilgilere yıllar boyu yaptığı gözlemlerle ulaşmıştı. Geceleri dışarı çıkar, gözü yıldızlarda dolaşırdı. Bu şekilde yıldızları gözlemlerken, sık sık kaza geçirir ve açık su kuyularına düşerdi. Ancak bu kazalar da işe yaramıştır. Thales maddenin ilk öğesi (arkhe) olarak suyu ileri sürmüştür. İlk öğe olduğundan dolayı toprağın suyun üzerinde bulunduğunu ve karaların su tarafından taşındığını söylemiştir. O zaman depremler suyun dalgalanması sonucu üzerindeki kara parçalarının hareketlenmesi ile oluyordu. Bu çıkarım zamanına göre bir devrimdi, çünkü genel düşünce doğa olaylarını tanrıların sinirlenmesi veya mutlu olması ile açıklama yönündeydi.
Thales ana madde su dedikten ve depremleri açıkladıktan sonra durmadı elbette. Örneğin göz ile tanrılar istediği için değil, maddenin görüntüsünün suya (ırmağa) yansıması gibi gözdeki suyun yansıtmasıyla gördüğümüzü söyledi.
Ay ve güneş tutulmalarını doğru olarak açıklaması, uzaktan gelen bir geminin uzaklığını ve piramitlerin gölgesinden yararlanarak boylarını tam olarak ölçmesi, kendi adıyla bilinen teoremine ek olarak diğer beş teoremi gibi bilime büyük katkıları ve elbette bunların da öyküsü vardır.